Buse'nin Maceraları....

Benim adım Buse... Sizlerle anılarımı paylaşmak istiyorum. Aslında böyle birşey yapmayı hiç düşünmüyordum ama Canım Dostum Kaan ile yaptığımız bir sohbet neticesinde bu karara vardım. O tüm hayatını yazıyordu, ben neden yazmayaydım?

blogumu açmamla birlikte kendimi sosyal grupların içinde buldum.
friendfeed, twitter ve diğerleri.
(o kadar çok ki saydırmayın bana şimdi tek tek...)

hepsi kendimi rahatça ifade edebilmem için bi sürü olanak sunuyor.
ama sonra birileri geliyor,
kafalarına göre, saçma sapan bahanelerle kapatıveriyorlar siteleri.

biraz da alıştık galiba.
kapanmış mı?
yaz gugli amcaya "yasaklı sitelere erişim" diye,
oku sayfa sayfa metodları...

onlar kapatmaktan bıkmadı ama biz erişmeye çalışmaktan bıktık.

yaşamıma sansür koymayın,
yok illa koyacağız derseniz,
alın beni sansürleyin,
işiniz kolay olsun...

anneler gününü bekliyordum kaç gündür.
binbir şeyi almaya karar verdim ve yine hepsinden vazgeçtim.
aklıma ne gelse,
"bu anneşim için fazla ucuz, bu ona olmaz, bu ihtiyacı değil ki"
diyerek sildim kafamdan...
sonuç;
yakışıklımın da yardımıyla (yakışıklım babam olur :) )
anneşime pırlantalı ve kalpli güzel bir yüzük aldım.
çok ama çok yakıştı :)
anneşime ne yakışmaz ki...

seni çok seviyorum anneşim, iyi ki varsın...
iyi ki var ettin beni...

yüzüğü goldstore'dan aldık, geçen gün mailime gelmişti tanıtımı.
iyi olacak hastanın ayağına gelirmiş doktoru,
benimki de öyle oldu :)

merhaba herkese ve herşeye.
benim de blogum var artık.
ben insan değil miyim?
herkesler açmış, ben açmasam olmazdı.
çok uzun süre internetten uzak kalmak zorunda kaldım :(
ama işte yine sizlerleyim.
bu mini minnacık yerimde sizlerle maceralarımı paylaşacağım.
dilerim bana eşlik edersiniz şirin şeyler :)
öpüldünüz çok çok...
muck muck :)